Tarihi Mekanlar Kişisel Ansiklopedi Erol ŞAŞMAZ
  İSTANBUL İLİ ESERLERİ
      Mimar Balyan Ailesi Eserleri
      İstanbul Saray ve Köşkleri
      İstanbul Tarihi Yapıları
      İstanbul Sebil ve Çeşmeleri
      İstanbul Türbeleri
      İstanbul Kilise Camileri
      İstanbul Camileri
      İstanbul Namazgahları
      İstanbul Ulusal Mimarlık Eserleri
      İstanbul Kiliseleri
      İstanbul Hamamları
      İstanbul Ören Yerleri
  MİMAR SİNAN VE ESERLERİ
  İZMİR İLİ ESERLERİ
  ADIYAMAN İLİ ESERLERİ
  AFYON İLİ ESERLERİ
  AĞRI İLİ ESERLERİ
  AKSARAY İLİ ESERLERİ
  AMASYA İLİ ESERLERİ
  ANKARA İLİ ESERLERİ
  ANTALYA İLİ ESERLERİ
  AYDIN İLİ ESERLERİ
  BARTIN İLİ ESERLERİ
  BALIKESİR İLİ ESERLERİ
  BATMAN İLİ ESERLERİ
  BİLECİK İLİ ESERLERİ
  BURSA İLİ ESERLERİ
  ÇANAKKALE İLİ ESERLERİ
  EDİRNE İLİ ESERLERİ
  ELAZIĞ İLİ ESERLERİ
  ERZİNCAN İLİ ESERLERİ
  ERZURUM İLİ ESERLERİ
  ESKİŞEHİR İLİ ESERLERİ
  GAZİANTEP İLİ ESERLERİ
  HATAY İLİ ESERLERİ
  ISPARTA İLİ ESERLERİ
  KARABÜK İLİ ESERLERİ
  KARAMAN İLİ ESERLERİ
  KARS İLİ ESERLERİ
  KASTAMONU İLİ ESERLERİ
  KAYSERİ İLİ ESERLERİ
  KIRIKKALE İLİ ESERLERİ
  KIRKLARELİ İLİ ESERLERİ
  KIRŞEHİR İLİ ESERLERİ
  KOCAELİ İLİ ESERLERİ
  KONYA İLİ ESERLERİ
  KÜTAHYA İLİ ESERLERİ
  MALATYA İLİ ESERLERİ
  MANİSA İLİ ESERLERİ
  MARDİN İLİ ESERLERİ
  MERSİN İLİ ESERLERİ
  MUĞLA İLİ ESERLERİ
  NEVŞEHİR İLİ ESERLERİ
  ORDU İLİ ESERLERİ
  SAKARYA İLİ ESERLERİ
  SAMSUN İLİ ESERLERİ
  SİİRT İLİ ESERLERİ
  SİVAS İLİ ESERLERİ
  ŞANLIURFA İLİ ESERLERİ
  TEKİRDAĞ İLİ ESERLERİ
  TOKAT İLİ ESERLERİ
  TRABZON İLİ ESERLERİ
  UŞAK İLİ ESERLERİ
  VAN İLİ ESERLERİ
  YOZGAT İLİ ESERLERİ
  SELÇUKLU HANLARI
  OSMANLI HANEDAN TÜRBELERİ

Mail listemize abone
olun, güncel
yayınlarımızdan
haberdar olun!

Bunun için,
Lütfen mail adresinizi girin.
  Ana Sayfa   |  Üye Kayıt   |  Üye Giriş   |  İletişim   
MİMAR KEMALEDDİN BEY MEZARI - BEYAZIT -FATİH

MİMAR KEMALEDDİN BEY

Bahriye miralaylarından Ali Bey ve Sadberk Hanım’ın tek çocuğu olan Mimar Kemaleddin, 1870 yılında İstanbul Acıbadem’de iki katlı ahşap bir evde doğmuş ve kendisine Ahmed Kemaleddin adı verilmiştir.

1876 yılında İbrahim Ağa Çayırı’ndaki “İbrahim Ağa İptidai Mektebi”ne başlamış; 1881’de babasının Giritli Ferik Hüseyin Paşa’ya katip olarak atanması üzerine ailesiyle birlikte Girit’e gitmiş, “Suda Tersanesi”nde subay çocukları için açılmış özel bir okulda okumuştur. Burada Fransızca ve Arapça da öğrenen Kemaleddin Bey 1882’de aile İstanbul’a dönünce Şehzâdebaşı’nda yeni açılan “Şems-ül Maarif”e (Nümune-i Terakki) kaydolmuştur. Doktor Rıza, Münif, Menemenlizâde Tahir, Halep Valisi Celâl Beyler ile dönemin tanınmış matematikçilerinden Mehmet Nadir ve astronom Hüseyin Efendiler Kemaleddin Bey’in Hocaları olmuştur.

Kemaleddin Bey, 1887 yılında “Hendese-i Mülkiye”de (günümüzde İ.T.Ü.) ikinci sınıftan eğitime başlamış, mühendislik derslerinden ziyade, Prof. Jachmund’un mimari derslerine ilgi duymuştur. 21 Mayıs 1888’de Sanayi madalyası alan Kemaleddin Bey 1891’de Hendese-i Mülkiye’den mezun olmuş, 28 Mayıs 1891’de 1000 kuruş maaşla, Prof. Jachmund’a yardımcı olmak üzere Hendese-i Mülkiye Fenn-i Mimari muallimliğine atanmıştır. Kemaleddin Bey, aynı yıl yaz tatilinde, bilgi ve görgüsünü arttırmak üzere Budapeşte ve Viyana’ya gönderilmiş; dönüşünde mimari ve inşaat muvazenet-i tersimiye muallim muavinlikleriyle, usul ve umumiye-i inşaat ve fotoğraf muallimliklerini üstlenmiştir. Bu yıllarda Kemaleddin Bey’in özel mimari bürosu da olmuş ilk eserlerini burada tasarlamaya başlamıştır.

Padişahın buyruğu ile 1895 yılında eğitim için dört yıllığına Almanya’nın Berlin kentindeki “Charlottenburg Tekhnische Hochschule” teknik okuluna gönderilen Kemaleddin Bey, günümüzde “Berlin Teknik Üniversitesi” adını taşıyan bu okulda iki yıl mimarlık eğitimi görmüş, iki buçuk yıl da Berlin’deki mimarlık bürolarında çalışmıştır. Kemaleddin Bey 1899’da İstanbul’a dönüşünde “Hendese-i Mülkiye”deki görevine başlamış, hocası Jachmund’un Türkiye’den ayrılmasıyla onun mimarlıkla ilgili derslerini üstlenmiştir.

Harbiye Nezâreti Ebniye-i Askeriye mimarlığına atanan Mimar Kemaleddin Bey aynı tarihlerde Şehremaneti Meclis Reisi Halil Bey’in kızı Behire Hanım ile evlenmiş, 1901 yılında ilk çocuğu Mehlika, dört yıl sonra ikinci çocuğu Sinan doğmuştur. Sinan da mimar olarak yetiştirilmiştir. Kemaleddin Bey 1908 yılında Osmanlı Mimar ve Mühendis Cemiyetini kurmak için görüşmelerde bulunmak üzere Tanin Gazetesi’ne çağrı ilanı verir ve aynı yıl kurulan cemiyetin yönetim kurulunda kâtip olarak görev alır. 1909’da Evkaf-ı Hümâyûn Nezâreti Sermimarlığına, İnşâat ve Tamirat İdaresi Müdiriyetine getirilir.

1911’de Kemaleddin Bey’in Sanayi-i Nefise Mektebindeki derslerine son verilirken, bu arada aynı yıl Mühendis Mektebi “Fenn-i Mimârî ve Demir İnşaât” dersleri muallimliklerine tayin edilir. 1914 yılında ise Evkâf’daki memuriyeti devam etmek üzere, Şehremaneti Müşavirliği’ne atanır.

Hürriyet ve İtilâfçılardan Vasfi Hoca’nın nezâreti sırasında 1919’da Evkâf Nezâretindeki görevinden alınan Kemaleddin Bey yeniden özel büro açar ve ikinci kez kurulan Osmanlı Mimâr ve Mühendis Cemiyeti’nin yönetim kurulunda görev alır. Kondüktör Mektebinde “Fenn-i Mimârî” dersleri vermeye başlar. Kemaleddin Bey’in bu tarihlerdeki ünvanı Mühendis, Kondüktör, Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi Mimârî ve Demir İnşaât Muallimi’dir. 1922’de Kudüs Müftüsü Başkanlığı’ndaki Filistin Meclis-i Âlî-i Şer’i-i İslâmiye tarafından Mescid-i, Aksa’nın tamiri için davet alır ve kabul ederek gerekli çalışmaları yapar. Eserin tamiri konusundaki çalışmalarını Kudüs Müftüsü Başkanlığı’ndaki Meclis’e sunar. Mimar Kemaleddin Bey’in denetiminde yapının restorasyonu başlar. Restorasyon devam ederken kısa süreliğine İstanbul’a gelen Kemaleddin Bey, Çamlıca Kız Lisesi öğretmenlerinden Sabiha Hanım ile ikinci evliliğini yapacaktır. Mescid-i Aksa tamiratının başında bulunduğu için 1924 yılında Evkâf’taki görevinden ayrılan Kemaleddin Bey’in aynı yıl Kudüs’te ikinci oğlu Kasım dünyaya gelir, ancak sadece bir hafta yaşar. (Kemaleddin Bey ilk iki oğluna çok değer verdiği iki mimarın Sinan ve Kasım’ın isimlerini vermiştir. ) 1925 yılında İngiliz Mimârlar Kraliyet Enstitüsü (RIBA) Muhabir Şeref Üyesi seçilen Kemaleddin Bey Ankara’ya çağrılarak Evkâf Müdüriyeti Umumiyesi İnşaât ve Tamirat Müdüriyeti’ne tayin olur.

1926’da Kemaleddin Bey’in dördüncü çocuğu İlhan (Mimâroğlu) doğar, aynı yıl Maarif Vekâletince kurulan Sanayi-i Nefise Encümeni Başkanlığı’na atanır. Bu yıllar Ankara’nın başkent olarak imar yıllarıdır. Mimar Kemaleddin Bey de Ankara’yı yapımını gerçekleştirdiği bir çok bina ile süsleyerek başkentteki imar hareketine katkıda bulunmuş, günümüzde Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası olarak kullanılan Gazi İlköğretim Muallim Mektebi (1926-1930) ise onun son eseri olmuştur.

Mimar Kemaleddin Bey 13 Temmuz 1927 tarihinde inşaatı devam eden Ankara Vakıf Oteli şantiyesinin konut olarak kullandığı kısmında beyin kanaması geçirerek vefat eder. Vefatından neredeyse bir ay sonra 8 Ağustos 1927 günü son eseri olan Gazi İlköğretim Muallim Mektebi’nin temeli atılacaktır.

Ailesinin isteği ile İstanbul’a nakledilen cenazesi Karacaahmet Mezarlığında Nuhkuyusu yakınlarına gömülmüş, daha sonra yol geçmesi nedeniyle mezarı Fazıl Ayanoğlu tarafından Bayezid Câmii haziresine taşınmıştır. 2007 yılında bu mezara Can Çinici ve Zeynep Mennan tarafından hazırlanan özgün tasarımla anıt mezar özelliği kazandırılmıştır.

Cami, türbe, konak, apartman, eğitim binaları, gar, hamam, han gibi farklı türdeki yapılarını Türk Mimarisinin çizgileriyle değerlendiren Kemaleddin Bey 1. Milli Mimarlık Döneminin önde gelen mimarlarındandır. 20. y.y.’ın başlarında ağırlığı İstanbul’da olmak üzere çok sayıda binaya imzasını atan Mimar Kemaleddin Bey, eserleriyle hem Cumhuriyet Döneminde başkent Ankara’nın şekillenmesinde hem de Türk Mimarlık Tarihinde önemli bir yere sahiptir.
MİMAR KEMALEDDİN BEY MEZARI - BEYAZIT -FATİH Fotoğraf Galerisi