Osmanlı döneminde Yeşilköy en çok III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde değer kazanır. II. Mahmud döneminde çok önemli bir aile çıkar karşımıza: Ünlü Ermeni Amira ailelerinden Dadyanlar. Bu aile babadan oğula çarkçılık mesleği ile ünlenmiştir. ve saat çarklarından büyük makine çarklarına kadar çok kaliteli çarklar imâl ederler. Bugün de yerinde duran, eski Darphane’deki altın ve gümüş çubukları düzleyen meşhur hadde de bu aile tarafından yapılmıştır. Bunun dışında bakırın gemi gövdesinde kullanılması için düzlenmesini sağlayan silindir bir alet yaparlar.
Hovhannes, Boğos Dadyan Beyler Osmanlı Baruthane-i Hümayunu’nun başına Barutçubaşı ünvanıyla getirilmiş ve yüksek hizmetlerinden ötürü kendilerine padişah tarafından "Bey"lik rütbesi verilmiştir. Uzun yıllar Yeşilköy’de oturmuş bu ünlü ailenin, Hassa Mimarı Garabet Balyan tarafından yapılmış olan konakları yarı harap durumda 1970’li yılların başlarına kadar varlığını devam ettirmiştir...
Sultan II. Mahmud Ayastefanos’a geldiğinde Dadyan’ların evinde misafir kalır, bir defasında terasa çıktıklarında padişah: "Dadyan Efendi, görebildiğin yere kadar bu toprakları sana armağan ediyorum" der. Nitekim 1890’lı yıllara kadar eski Yeşilköy haritalarında hep Dadyan ailesinin konakları ve mülkleri görülür. Ancak Dadyan ailesinin sonraki fertleri geçen yıllar içinde bu mülkleri tek tek satmış, hatta küçük bir kısmını da Türk Hava Kuvvetleri’ne hediye etmişlerdir.
DADYANLAR kimdir?
Dadyan Ailesi Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti'ne çeşitli kademelerde hizmet vermiş Ermeni asıllı bir ailedir.
Aslen Sivaslı olan Dadyan Ailesi, 15. yüzyılda Zad isminde bir aile büyüğüyle Erzincan'ın Gamaragab köyüne göç etmiş ve köyün tamamını satın almıştır. O günden sonra aileye Zadyan denmiştir. Daha sonra Bedros Bey 1650 yılında İstanbul'a göç etmiş, kuyumculuk işiyle ilgilenmiş ve sultan III. Selim'in barutçubaşılık görevini üstlenen amcası Dad Arkel Amira'nın ismini kendisine soyadı yaparak Dadyan soyadını almıştır.
O günden beri aile bu soyadını kullanmaktadır. Daha sonraki yıllarda aile fertleri çeşitli mevkilerde devletin üst düzey makamlarında görev yapmıştır. Hala çok büyük bir aile olan Dadyanlar genel olarak Avrupa ve Amerika'da yaşamaktadır. Türkiye'de yaşayan Dadyanlar'ın en büyüğü TCDD'den emekli 98 yaşındaki Levon Dadyan, ailenin en genç üyesi ise Saro DADYAN’ dır. .
Hovahannes Dadyan
Dadyanlar tam üç asır Osmanlı Devleti'ne çeşitli alanlarda hizmet etmekle birlikte, devlet içerisindeki asıl görevleri barutçubaşılıktır. Bu hizmetlerinden dolayı Sultan II. Mahmut tarafından bu ailenin hiç bir üyesinden hiç bir şekilde vergi alınmaması kararlaştırılmış ve o zaman ailenin en büyük ferdi olan Barutçubaşı Hovahannes Dadyan 'a fesinin üzerinde altın padişah tuğrası taşıma imtiyazı verilerek Ataköy'den Florya'ya kadar olan tüm arazi Hovahannes Bey'e hediye edilmiş, Hovahannes Bey de bu arazi üzerinde büyük bir baruthane teşekkül etmiş ve bir çok kilise ve okul yaptırmıştır. Bu gün Bakırköy'deki Dadyan Ermeni Okulu ve yanındaki kilise bunlardandır. Daha sonraki yıllarda Hovahannes Bey inşa ettirdiği baruthanede Osmanlı barutunu Avrupa barutunundan daha kaliteli bir hale getirmiş ve kendi ülkelerinde çalışmaları için bir çok Avrupalı devlet adamından teklifler almıştır. Buna karşılık Hovahannes Bey; "Ben Türk sevgili yurdunda doğmuş ve onun iyilikleriyle beslenmiş bir kulum, hizmetlerim velev pek cüzidir." diyerek bu teklifleri reddetmiştir. Bunun üzerine Sultan Abdülaziz Hovahannes Bey'e "Dile benden ne dilersen" demiş, fakat Hovahannes Bey "Devletlum sizden tek arzum her gün fakirlere et ekmek dağıttığım Surp Pırgiç Hastahanesi'nde bana yardımcı olmanızdır." demiştir. Bunun üzerine bir ferman hazırlanarak Osmanlı Devleti yıkılana kadar devlet tarafından her gün hastahaneye et ve ekmek yardımı yapılmıştır. Hovhannes Dadyan Bey Bakırköy’de yaptırmış olduğu Surp Asdvazadzin Kilisesi'nin bahçesindeki kabrinde yatmaktadır.
Artin Dadyan PaÅŸa
Ailenin en önemli simalarından biri de kuşkusuz Artin Dadyan Paşa'dır. İlk öğrenimini özel olarak alan ve ermenice ile fransızca öğrenen Artin Dadyan, öğrenimine Paris'de devam etmiş, Saint Barba ve Grand de Louis kolejlerinden sonra. Sorbone Üniversitesinde uluslararası ilişkiler ve siyaset alanında öğrenim görmüş ve bakalorya diplaması almıştır. Paris Büyükelçiliği kalem müdürlüğü, Paris Büyükelçiliği ve Cenevre Büyükelçiliği görevlerinden sonra Londra ziyaretinde sultan Abdülaziz'in sekreterlik görevinde bulunmuş ve Hariciye Nezareti Muhaberat Kalem Müdürlüğüne getirilmiştir. Daha sonra Şurayı Devlet'in kurulmasıyla kendisine azalık verilmiş, Orman müdürlüğüne, 6. Daire Başkanlığına (Beyoğlu Belediye Başkanlığı) ve Maliye Nezareti (Maliye Bakanlığı) müsteşarlığı görevlerine getirildikten sonra asıl ihtisas alanı olan Hariciye Nezareti'ne (Dışişleri Bakanlığı) müsteşar olarak atanmıştır. Sultan II. Abdülhamit'in çocukluk arkadaşı da olmasından dolayı sultanın güvenini kazanmış ve Sultan II. Abdülhamit döneminde Hariciye Nazırlığına (Dışişleri Bakanı)getirilmiş ve vezir olarak taltif edilmiştir. Bu görevini tam 25 yıl sürdüren Artin Dadyan Paşa 1901 yılında Şişli'de ki köşkünde kalp yetmezliğinden dolayı vefat etmiştir. Paşanın cenazesi Sultan II. Abdülhamit'in isteğiyle çok görkemli bir şekilde Beyoğlu Üç Horan Kilise'sinde yapımış ve naaşı Beşiktaş Ermeni Kilisesi'nin avlusuna defnedilmiştir. Cenazenin tüm masrafları sultanın emriyle hazineden karşılanmıştır.
BoÄŸos Dadyan
Ailenin önemli üyelerinden biri olan Miralay Boğos Dadyan Askeri okuldan mezun olup Balkan Savaşları'na ve I. Dünya Savaşı'na katılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın arkadaşlarındandır. Atatürk kullandığı Arap atlarını askeri veteriner olan Boğos Bey'e seçtirir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Atatürk, Boğos Bey'e milletvekilliği teklif etmiş fakat hastalığını öne süren Miralay bu teklifi kabul etmemiştir. Bogos Dadyan Bey'in kabri ise, çok görkemli bir lahit olup Kumkapı Patrikhane Kilisesi Surp Asdvazadzin'in yan tarafındaki bahçededir.
KAYNAK: Fenerden Levantenlere, Eski Evlerden Mimarlara: Yeşilköy
FOTOÄžRAFLAR: EROL ÅžAÅžMAZ