|
|
|
ÂTIF EFENDİ KÜTÜPHANESİ – VEFA- İSTANBUL
Eski İstanbul’un şehir merkezinde dolaşırken bugünkü ana caddelerden biraz uzaklaşıp ara sokaklara girdiğinizde halâ varlığını sürdüren tarihi binalarla karşılaşırsınız. İşte Vefa’da bulunan Atıf Efendi kütüphanesi’de, 18’yy. Osmanlı mimarisi müstakil binası ile günümüzde de okuyucularına hizmet veren bir zaman tüneli gibi karşımıza çıkar. Sizlere bu yazımda Atıf Efendi Kütüphanesi’ni tanıtacağım. Atıf Efendi Kütüphanesi, şehrin eski sokak topoğrafyasına çok güzel uydurulmuş plan düzenlemesi, renkli ve hareketli dış mimarisi, bünyesindeki kitapları korumak için özel olarak yapılmış yapı sistemi ile kütüphanecilik tarihi ve İstanbul’daki eski Türk ev mimarisinin günümüze kadar gelebilmiş nadir örneklerindendir. Kütüphane binası I. Mahmud döneminde üç kez baş defterdarlık yapmış, divan sahibi şair Atıf Mustafa Efendi tarafından 1741’de kurulmuştur. Yapı, kütüphane binası ve meşruta evleri (satılmamak kaydı ile varislerine oturma izni verilen evler) olmak üzere iki kısımdan meydana gelmiştir. Sokağa bakan kısımda yüksek dış cepheleri , konsollara oturan çıkmaları ile üç kat halinde meşruta evleri yer almaktadır. Sokağın kavsine ustaca uydurulmuş, kesme taş ve tuğla şeritlerle süslü cepheleri ile son derece renkli ve hareketli bir görünümü bulunan meşruta evleri eski İstanbul’daki Türk mimarisinin nadir örneklerinden olup görülmeye değerdir. Esas kütüphane binasının bulunduğu avluya meşruta evlerinin altında bulunan kemerli bir kapı ve dehliz sayesinde geçilir. Avluda bulunan kütüphane binası 13,5 x 9,5 m. ölçülerinde bir alana, rutubeti önlemek için yapılan kesme taş kemerli açık bir bodrum üzerine oturtulmuştur. Kemer araları daha sonraki yıllarda örülerek kapatılmış bu da binanın altındaki hava akımını kesmiştir. Kütüphaneye altı basamakla çıkılarak girilir. Buradan iki açıklığı bulunan bir sundurma aracılığı ile kütüphanenin okuma salonuna geçilir. Okuyucu salonuna girerken sağda duvarda bir mermer levha üzerinde kabartma sülüs yazı ile Atıf Efendi Kütüphanesinin vakfiyesinin özeti vardır. Okuyucu salonu aynalı tonozlarla örtülü büyük bir kare alan olup, üç tarafı, tonozlu beş hücre ile çevrilmiştir. Bu bölümlerin araları eskiden sedirlerle donatılmış idi. Okuyucu salonunun giriş sol tarafında, demir kanatlı bir kapıdan yazmaların muhafaza edildiği odaya geçilir. Bu bölüm yazma kitapların muhafazası için özel olarak inşa edilmiştir. Oda, rutubete karşı kemerler üzerine ve kuzey rüzgârlarından korunaklı, günün büyük bir bölümünde güneş ışığı alacak biçimde yapılmıştır. Yazmalar altın yaldızlı kafesli ahşap dolapların içinde muhafaza edilirdi. Yakın tarihlerde bu dolaplar kaldırılmış , bodrumdaki açık kemerler örülerek okuyucu salonu yapılmış bu durumda kütüphanenin özgün yapısını bozmuştur. Kütüphane binası geçen yıllara rağmen sağlam mimari yapısı ile 17 ağustos 1999 depreminden hasarsız olarak çıkmıştır. Defterdar Atıf Mustafa Efendi, 1146 (M.1733) ve 1153 (M.1740) tarihlerinde hazırlattığı vakfiyelerle kütüphanenin gelir kaynaklarını temin etmiş, 1741 yılında da kütüphanenin kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Bu vakfiyelere göre; kütüphanede üç hâfız-ı kütüb (kütüphaneci), bir şeyhülkurrâ, bir suyolcu, bir mücellit, bir marangoz ve bir ferraş (temizlikçi) görevlendirilmişti. Hâfız-ı kütüblerin kütüphanenin yanında yaptırılan evlerde oturmaları şart koşulmuş salı ve cuma günleri dışında haftanın beş gününde hizmet vermeleri ve bu hizmetinde güneşin doğuşundan bir saat sonra başlayıp, batımından iki saat önce biteceği belirtilmiştir. Hâfız-ı Kütüblere kütüphanecilik hizmeti haricinde, kütüphanede cemaatle kıldırılacak namazlarda imamlık, müezzinlik görevleri de yaptırılmakta idi. Kütüphane vakfiyesinde günlük 12 akçe ücret alacak bir şeyhülkurrâ da tayin edildiği belirtilmekte, ancak kütüphanede düzenli bir eğitim yapılacağını gösteren başka herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Atıf Efendi kütüphanesi’nde bir çok eserin tek veya nâdir nüshalarınım yanında önemli sayılabilecek sayıda müellif hattıyla yazılmış veya meşhur âlimler tarafından istinsah edilmiş kitaplarda mevcuttur. Yazmalar içinde önemli olarak Nef’î’nin divanını ve İhvan-us safa’yı sayabiliriz. Kurulduğunda 2857 kitapla hizmete açılan kütüphane Atıf Efendi’den sonra oğulları ve torunlarının vakfettikleri kitaplarla genişlemiş, 1743 yılında vefat eden kayınbiraderi Darphane-i Amire Başkâtibi Hacı Ömer Efendi’nin kitapları da kütüphaneye katılmıştır. 1973 yılında da M.Zeki Pakalın ailesi tarafından zengin bir koleksiyon bağışlanmış olup bu koleksiyon, kemerleri örülerek salon haline getirilen alt katta ayrı olarak muhafaza edilmektedir. Günümüzde Atıf Efendi Kütüphanesi, Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü Süleymaniye Kütüphanesi Müdürlüğü’ne bağlı bir birim olarak bünyesinde 3228’i yazma, 24597’si eski ve yeni harfli basma olarak toplam 27825 kitaba sahip bulunmaktadır. Araştırma için Alfabetik (yazar, kitap) ve konu (dewey) fiş kataloğu , ayrıca kuruluştaki ilk kitapları içeren yazma ve basma fihristleri bulunmaktadır. Kütüphane Pazar, pazartesi günleri hariç açıktır. Atıf Efendi kütüphanesi sadece kitapları ile değil; bu güne değin ulaşabilmiş kendine özgün ilginç mimari yapısı ile de gerçekten görülmeye değer bir kültürel mirasımız görmenizi tavsiye ederim.
KAYNAK: Gazi Ä°skender AKDOÄžU Nisan 2003
FOTOÄžRAFLAR: EROL ÅžAÅžMAZ |
ÂTIF EFENDİ KÜTÜPHANESİ – VEFA- İSTANBUL Fotoğraf Galerisi
|  |  |  |  |  |  |  |  |  |  |  |  | |
|
|