|
|
|
SEYİTGAZİ – SEYİT BATTAL GAZİ KÜLLİYESİ - 1 -GENEL – ESKİŞEHİR
Seyyit Battal Gazi Külliyesi, Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde, 150 metre yüksekliğinde Üçler Tepesi'nin doğuya bakan yamaçları üzerindeki külliye.
Tarihçe
Seyit Battal Gazi'ye ithafen yapılmıştır. Anadolu'nun Bizans İmparatorluğu egemelliği altında bulunduğu M.S. 700 yıllarında, İslamiyet henüz Anadolu içlerine yayılmamıştı. İslamiyeti kabul etmiş olan Emeviler doğudan sık sık Bizans'a karşı Anadolunun içlerine akın yaparak Anadolu'yu ele geçirmek ve islamiyeti yaymak istemişlerdir.
720-740 yıllarında sıklaşan bu akınlardan birinde Seyyit Battal Gazi lakabı ile anılan bu efsaneleşmiş bu halk kahramanı bu gün Seyitgazi ilçesinin bulunduğu Mesih kalesi olarak bilinen bölgede 720 yılında şehit düşmüştür. Bizans'a karşı yapılan savaşlarda büyük kahramanlıklar gösteren ve İslamiyetin Anadoluya yayılmasında büyük katkısı olan, yıllar yılı nesilden nesile kahramanlıkları anlatılan Seyyit Battal Gazi adına 1207-1208 yıllarında Anadolu Selçuklu sultanı I. Alaeddin Keykubad'ın annesi Ümmühan Hatun tarafından türbe ve cami yaptırılmıştır.
Daha sonra Ümmühan Hatun içinde burada iki katlı eyvan biçiminde bir türbe eklenmiştir. Osmanlı devletinin kuruluş ve gelişme dönemlerinde külliye halini almıştır. Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait olan ve 1954 yılına kadar harap bir biçimde bulunan külliye bu tarihte yapılan geniş bir restorasyonla düzenlenmiştir. Külliye ilçeye de turistik anlamada bir canlılık kazandırmıştır.
Seyyit Battal Gazi Külliyesi Bölümleri:
1- ) ZİKİR ODASI : Genç dervişlerin bir araya gelip sabaha değin zikrettikleri zikir odasının 1511’de inşa edildiği söylenebilir.
2-) KIRKLAR ODASI: Kırklar Meydanı, adını Hz. Fatıma’nın evinde yapılan geleneksel toplantılarda yer alanlardan alır. Bektaşilerin dinî eğitimi ile bağlantılıdır.
3-) HALİFE MEYDANI: Ayin-i Cem denilen dinî törenlerin yapıldığı yerdir. Burada halifeye ait bir post ve taht bulunur. Tarikatın halifesi oturur ve törenleri idare eder.
4-) EKMEK EVİ : Bu bölümde iki fırın var. Fırınlar kubbeli odanın doğu tarafına yerleştirilmiş. Bunun yanında bir ocak, kuzeydeki duvarda da başka bir ocak bulunuyor. Ekmek Evi’nin avluya bakan duvarında kırmızı renkli yazmada; “Muhammed, Kutbü’l-arifin Seyyid Battal Gazi, ya Ali, Allah, Muhammed” yazıyor. Ekmek evinin sadece kubbeli kısmının altında bodrum var. Külliye’nin inşa edildiği tepenin eğimi nedeniyle kuzey tarafındaki birimlerinin altına bodrumlar yapılmış ve bu durum 15. ve 16. yüzyıl külliyeleriyle karşılaştırıldığında tektir.
5-) AŞEVİ (İMARET) : Külliye’deki kişilerin yiyecek ihtiyacını karşıladığı gibi, çevredeki yoksul insanların da ihtiyacını gideren aşevinde 8 adet ocak bulunuyor. Evliya Çelebi, büyük iki ocakta su kaynatıldığını, diğerlerinde ise yemek pişirildiğini gördüğünü yazar. Aşevi kubbe ile örtülüdür. Ocakların bacalarının uzunluğu kubbeyi geçer. Yavuz Sultan Selim döneminde yapıldığı belirtilir.
6-)BEKTAŞİ DERGÂHI: Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldığı belirtilir.
7-) ÇOBAN BABA TÜRBESİ: Seyyid Battal Gazi’nin mezarını bulan kişi olarak bilinir. Halk arasında Kutluca Baba olarak da adlandırılan, kimliği söylenceler üzerine kurulan Çoban Baba, yine bir söylenceye göre koyunlarının sık sık toplandığı ve mucizevi bir ışık gördüğü yeri Seyyid Battal Gazi’nin mezarı olarak Ümmühan Hatun’a bildirir ve buranın türbe olmasını sağlar.
8-) SEMAHANE (TÜRBEDAR ODASI) : Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde mescid olarak yapılan bu bölümün daha sonra türbedar odası olarak kullanıldığı belirtilir. Türbedarlık o dönemde bir makamdır. Semahane de dervişlerin dinî musiki eşliğinde semah döndükleri yerdir.
9-) ÇİLEHANE : Allah’a ulaşma yolunda dünyevi arzulardan uzak, çile ve cefa çekilen gün ışığı ve aydınlıktan mahrum küçük mekândır.
10-) KESİKBAŞLAR TÜRBESİ: Burada 1958 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sırasında geçmişleri ve kimlikleri bilinmeyen başsız 7 adet ceset bulunur. Bundan dolayı halk arasında “Kesik başlar” olarak adlandırılır. Araştırmacılardan bazıları bu bölümü, Türklerin Anadolu’ya gelişinden sonra ve eski bir kültün kalıntısı olarak doğan ve diğer coğrafyalara yayılan kesikbaş kültüyle ilişkilendirir.
11-) MESCİD (CAMİ) : Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1207-1208 tarihinde yaptırılır. 1511’de Bayezid döneminde yenilenir.
12-) MİHALOĞLU AHMED ve MEHMED BEYLERİN KABİRLERİ : Mihaloğlu Ahmed ve Mehmed Beyler, Seyyid Battal Gazi Türbesi’ne ek binalar yaptırmışlardır. Mehmed Bey, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde önemli bir akıncı birliğinin komutanıdır. Külliyelerdeki kitabelerde de adı geçer. Ahmed Bey de bir akıncı komutanıdır.
13-) SEYYİD BATTAL GAZİ TÜRBESİ:
Türbenin kitabesinde şunlar yazılıdır: “Mürşidler seyidi, gaziler başkanı, cihanın sahibi, kendisine sığınılan ulu Peygamber’in sülalesinden, merkadi; dünya ve ötesinin ziyaretgâhı olan ulu zatın türbesidir. Bu türbeyi büyük insan ve zamanın alisi sıvattı. Allah bu türbenin tarihi için şunu ilham etti; Allah onu cennetin en yücesi ile müşerref etsin. Burayı Mihaoğullarından Ali Bey bina etti ve sıvattı Allah azizliğini daim etsin.” Kitabedeki “Allah onu cennetin en yücesiyle müşerref etsin” cümlesi ebced hesabı ile kitabenin ve tamirin tarihini verir ve bu tarih 1464’e, Fatih Sultan Mehmed dönemine denk düşer.
Türbe içinde Battal Gazi ve Kral Kızı Elenora’nın sandukaları bulunur. Battal Gazi’nin 5.5 m uzunluğundaki sanduka boyu; kişiliğine, büyüklüğüne atfendir. Elenora’nın Battal Gazi’nin eşi veya sevgilisi olduğu tartışmalıdır.
14-) MEDRESE : Osmanlı Beyliği’nin kuruluşunda önemli bir rol oynayan, yeni derviş akını ve Seyyid Battal Gazi’nin savaşçı kişiliğinin dervişlerce kolaylıkla kabulü Seyitgazi’de zaviye kurulmasına neden olur. Arşiv belgeleri, 1556-1559’da medrese kurulduğunu gösterir. 13. yüzyılın medresesi, 14. ve 15. yüzyılda Han-gâh’a dönüşür; 16. yüzyıldan sonra yeniden medrese, 20. yüzyılın başlarında ise askerî depo olarak kullanılır.
15-) AYNİ ANA (KADINCIK ANA) TÜRBESİ :
Valide Sultan Ümmühan Hatun’un nedimesidir. Selçuklu sarayına mensup olup Ümmühan Hatun’un hayatında önemli bir yeri vardır.
16-ÜMMÜHAN HATUN TÜRBESİ:
Ümmühan Hatun; 1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in eşi, 1. Alaeddin Keykubat’ın annesidir. Konya’da vefat eder ve vasiyeti gereğince oğlu Keykubat tarafından naaşı Seyitgazi’ye getirilerek yine kendisi tarafından inşa ettirilmiş medreseye defnedilir. Türbede Ümmühan Hatun’un ölüm tarihine veya kendisine ilişkin yazılı hiçbir bilgi bulunmuyor.
KAYNAK: Wikipedia / Ayşe Denknalbant, “TDV Diyanet İslâm Ansiklopedisi
FOTOĞRAFLAR: Erol Şaşmaz (ESKİ FOTOĞRAFLAR: Ali Saim Ülgen Arşivi) |
SEYİTGAZİ – SEYİT BATTAL GAZİ KÜLLİYESİ - 1 -GENEL – ESKİŞEHİR Fotoğraf Galerisi
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
|