Küçükçekmece İlçesi, Yeni Mahalle, İmaret Caddesi No:5 D:4 bulunmaktadır.
Küçükçekmece’de Yeni Mahalle Mahallesi mevkiinde yer alan Seyyid Abdüsselam Çelebi Türbesi, Mimar Sinan’ın yaptığı, altıgen biçimli bir türbedir.
Küçükçekmece’nin tarihi köprüsü, Mimar Sinan Köprüsü’nün çok yakınında yer alan türbede, Kanuni Sultan Süleyman’ın baş defterdarı Seyyid Abdüsselam Çelebi’nin türbesi bulunmaktadır.
Yavuz Sultan Selim Han'a ve Kanuni Sultan Süleyman'a defterdarlık yapmış ve Küçükçekmece'nin kuruluşunda önemli rol oynamış önemli bir zat olan Seyyid Abdüsselam Çelebi Türbesinin durumu içler acısı Yavuz Sultan Selim Han'ın Mısır Seferinden dönerken beraberinde getirdiği Abdüsselam Çelebi Yavuz Sultan Selim zamanın da üç Kanuni Sultan Süleyman zamanında beş yıllık defterdarlık yapmıştır.
Küçükçekmece'de tren istasyonun hemen arka kısmında yer alan türbesi Küçükçekmece'nin en önemli tarihi yapılarından biri olarak önem taşıyor. Türbesi önündeki çeşmenin kitabesinde yazılı olan metinlerde Hazreti Ebubekir Radıyallahuanh'ın soyundan olduğu belirtilmektedir.Kanuni Sultan Süleyman zamanında Küçükçekmece daha da gelişmiş. Bu dönemde Başdefterdar Abdüsselam Çelebi Küçükçekmece Gölü'ne bakan yamaçta cami, medrese ve imaret yaptırmış. Bu yapılara birçok vakıflar da kurmuş.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında Küçükçekmece daha da gelişmiş. Bu dönemde Başdefterdar Abdüsselam Çelebi Küçükçekmece Gölü'ne bakan yamaçta cami, medrese ve imaret yaptırmış. Bu yapılara birçok vakıflar da kurmuş.
Küçükçekmece, imarında ve gelişmesinde en büyük katkıyı Abdüsselam Çelebi'nin yaptığını araştırmacıların bulgularından anlıyoruz. Osmanlı egemenliğinin ilk yıllarında buraya her ne kadar "Çekme-i Sagir" dense de, "Çekme-i Küçük" kasabası olarak anılmış. Seyyid Abdüsselam Çelebi 1526-1527 yılında öldüğü zaman buradaki zaviyesinin yanına gömülmüş ve türbesi yapılmış. Osmanlı döneminde padişahlar Küçükçekmece yakınlarına küçük kasır ve köşkler yapmışlar ve yöreden av yeri olarak yararlanmışlar.
Abdülselam Çelebi Küçükçekmece'nin Osmanlı dönemi kurucusu olarak da biliniyor. Tarihi kaynaklarda Osmanlı Deftardarı olarak uzun yıllarda görev yapan Abdüsselam Çelebi'nin emekli olduktan sonra tüm birikimini bu bölgeye ayırdığı ve 50 dönümlük bir arazi üzerinde medrese kurduğu söyleniyor.