“Yüce Kapı” anlamına gelen Bâb-ı Âli’nin günümüze kadar gelen ana kapısı, Eminönü ilçesi Cağaloğlu semtinde, Alemdar Caddesi üzerinde, Alay Köşkü’nün karşısında yer almaktadır. Bâb-ı Âli; hükümet kapısı, paşa kapısı, yüksek kapı gibi isimler ile de anılmaktadır. Osmanlı Devleti’nin klasik döneminde devletin yönetim merkezi Topkapı Sarayı içerisinde yer alan Divan-ı Hümayun idi. 17. yüzyılın ortalarından itibaren Divan-ı Hümayun elçilerin kabul edildiği, cülus bahşişlerinin dağıtıldığı sembolik bir konuma gelirken, takip eden yüzyıl ile birlikte sadrazamın başkanlığındaki idari yapılanma Bâb-ı Âli ismi ile anılmaya başlandı.
Osmanlı Devleti’nde, 18. yüzyılın sonlarına gelinceye kadar devlet işlerini görmeleri ve ikamet etmeleri için idareci ve bürokratlara tahsis edilmiş resmi binalar bulunmamaktadır. Sadrazam, vezir, kadı, yeniçeri ağası gibi üst düzey Bab-ı Ali idareciler yaşadıkları evleri aynı zamanda büroları olarak kullanmışlardır. Bu sebeple resmi bürolar kurulmadan önce, sadrazamlar Topkapı Sarayı’nın yakınında bulunan, günümüzde Bâb-ı Âli olarak anılan çevredeki bazı konaklara yerleşerek buraları sadaret makamı için kullanmıştır.
Hükümet işlerinde kullanılması amacıyla yapılan ilk binaların 1756 yılında Sultan III. Osman tarafından yapıldığı bilinmektedir. Sadrazamların kullanması için Bâb-ı Âli’nin ana kapısı ile Alay Köşkü’nün yakınlarına inşa ettirilen büyük bina 1808 yılında Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa döneminde çıkan bir yeniçeri ayaklanması sırasında teslim olmayı reddeden Alemdar Mustafa Paşa tarafından havaya uçurulmuştur. Binayı havaya uçuran Alemdar Paşa kendisi ile birlikte yüzlerce yeniçeriyi de öldürmüştür. Patlama ile birlikte bina tamamen yıkılırken Alay Köşkü de zarar görmüştür. Daha sonra Sultan II. Mahmut tarafından tekrar inşa ettirilen binaya “Mahmud-ı Adli” denilmiş, bu isim zamanla “Bâb-ı Adli” ya da Bab-ı Ali“Bâb-ı Adl” isimlerine, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise “Bâb-ı Âli” deyimine dönüşmüştür.
Barok üslup ile yapılan saçaklı ve çeşmeli bir zafer takı hüviyetindeki Bâb-ı Âli kapısı sadrazama yüklenen görevin sembolü olmakla beraber, karşısında bulunan Alay Köşkü’ne göre daha alçak bir konumda yer alması nedeniyle Osmanlı hiyerarşisinin mimariye yansımış bir örneğini oluşturmaktadır. Kapının üzerinde yer alan kitabelerde, yapının Sultan Abdülmecid tarafından inşa ettirildiği belirtilmekte olup, hat sanatlı yazılar Yesarizade Mustafa İzzet Efendi’ye aittir.
KAYNAK: KALINTI İSTANBUL
FOTOĞRAFLAR: EROL ŞAŞMAZ
BAB-I ALİ (PAŞA KAPISI) ÇEŞMESİ –EMİNÖNÜ-İSTANBUL Fotoğraf Galerisi