Antalya-Burdur güzergâhında ve Düzlerçamı mevkiindedir; büyük bir bölümü yıkık durumdadır.
Kuzey-batı güney-doğu yönünde uzanan dikdörtgen bir oturum alanı üzerine inşa edilmiş olan han, geniş bir avlu etrafında sıralanan mekânları ve dört eyvanlı planıyla, Selçuklu çağı hanları arasında ilgi çekici bir yer tutar.
Günümüze ulaşabilen kalıntılardan, hanın dış cephe duvarlarının kare planlı payandalarla desteklendiği anlaşılmaktadır; kuzey-doğu cephesinin ortasında ve zemin kotundaki açıklığın, hanın pis su kanalı olabileceği düşünülmüştür.
Güney-batı cephesinin ortasındaki taçkapısı, cephe duvarlarını aşarak yükselen dışa taşkın düşey dikdörtgen prizmal bir kütle halinde tasarlanmıştır; hâlihazırda üst bölümleri yıkılmıştır. Bezemeli bordür ve silmelerle yanlardan ve üstten kuşatılan taçkapının yedi sıra mukarnaslı kavsarası, sivri kemerli bir çerçeve içine alınmıştır. Taçkapının iki yan kenarındaki karşılıklı yerleştirilmiş birer mihrabiye, sivri kemerlerle kuşatılmış üç sıra mukarnas kavsaralı ve üç kenarlı nişlerden ibarettir.
Taçkapıyla dahil olunan avlu, etrafı yarı açık mekânlarla çevrili ve aksiyal yönlere yerleştirilmiş sivri beşik tonozlarla örtülü dört eyvanıyla geniş bir mekândır; mevcut kalıntıların durumu, avlunun, geçmişte çift sıra revaklarla çevrili olduğunu ortaya koymaktadır. Sivri kemerlerle birbirine bağlanarak avluya açılan revakların büyük bir bölümü zamanla yıkılarak ortadan kalkmıştır.
Hanın güney-doğu kanadındaki payandanın içinde, dar bir koridorla ulaşılan küçük bir helâ mekânı yer almaktadır; vaktiyle pis suyun tahliye edildiği kanal in-situ olarak günümüze ulaşabilmiştir. Hanın inşaatında düzgün kesme ve kaba yonu taşlar kullanılmıştır; duvar örgüsü içinde devşirme olarak kullanılmış çok sayıda antik yapı elemanı görüldüğü gibi, bazı taşların üzerinde graffiti olarak işlenmiş taşçı işaretlerine de rastlanmaktadır.
1940 yılında taçkapısı üzerindeyken yerinden alınarak Yeşilbayır Köyü’nde bir okulun bahçesine götürüldüğü bilinen üç satırlık kitâbesinden, hanın, Selçuklu Sultanı I. İzzeddîn Keykâvus tarafından inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. Bazı satırları okunamayan kitâbenin tarih içeren son bölümünde kalabilmiş ibareye dayanarak, han, 1213/14 ile Sultanın vefat tarihi olan Ocak 1220 yılları arasına tarihlendirilir.