|
|
|
GÜZELYURT - IHLARA VADISI –AKSARAY
Ülkemizdeki doğal güzelliklerden biriside Aksaray’da bulunan Ihlara Vadisi dir. Hazır Nevşehir ve çevresindeki yerlerden bahsetmişken Ihlara Vadisi’ne değinmeden olmaz. Vadideki doğal güzelliklerden bahsetmeden önce vadinin nasıl oluştuğu hakkında kısaca sizleri bilgilendirelim. Geçmiş yıllarda bölgede bulunan Hasandağı’nda meydana gelen volkanik hareketlerden kaynaklı lavlar bu bölgede volkanik bir tabaka oluşturur.
Zaman içinde ise oluşan bu tabaka çevresel nedenlerden dolayı aşınmaya başlar. Ayrıca bölgeden geçen Melendiz Çayı, kanyon vadinin tabanını derin bir şekilde oyarak bölgede yol oluşmasına neden olur. Oluşan bu derinlikler vadinin belli bölümlerinde 120 metreye kadar ulaşmaktadır.
Ihlara Vadisi Hakkında Genel Bilgiler
Ihlara Vadisi, içinde pek çok kiliseyi barındırmaktadır. Ancak bunlardan sadece 14 tanesi günümüze kadar gelebilmiştir ve 10 tanesi de halen canlılığını sürdürmektedir. Vadide yer alan kiliselerin hikayeleri ise 6. Yüzyıla kadar gitmektedir. Bölgenin geçmiş dönemlerdeki adı ise Peristremma’dır. Bu alanda yoğun biçimde kiliselerin bulunmasının en önemli nedeni ise Hristiyan dünyası için için önemli bir dini merkez olmasından dolayıdır.
Hristiyan dünyası için ilk dönemlerden beri kayaların oyulmasıyla yapılan bu kiliseler, vadinin belirli noktalarına yayılmışlardır ve yaklaşık 14 km’lik bir alan içinde bulunmaktadırlar. Vadide bulunan kiliselerden sadece iki tanesinin ne zaman inşa edildiği ile ilgili net bilgiler verilebilmektedir. Bu kiliseler Direkli Kilise (976 – 1025) ve Saint Georges Kilisesi (1283 – 1295) olup, belirtilen zaman diliminde yapılmışlardır.
Kiliselerden Saint Georges Kilisesi, ilk günkü ihtişamını halen koruyor desek yanılmış olmayız. Hatta kilisedeki süslemelerde yer alan ve Selçuklu Sultanı’na ait olduğu düşünülen elbise resmi, kilisenin yapım aşamasında Türk hükümdarının da yardım ettiğine dair ipuçları sunuyor.
11. Yüzyıla kadar çeşitli kiliselerin yapıldığı bölgenin Selçuklular’ın kontrolüne geçmesinin ardından kilise inşası durdurulur. Fakat mevcut kiliselerde Hristiyanlar ibadetlerini rahatlıkla sürdürmeye devam ederler. 1924’ten sonra ise kilise ibadetleri tamamen bitirilir. Ayrıca vadi içinden Melendiz Çayı da akmaktadır.
Ihlara Vadisi Gezilecek Yerler
Eğritaş Kilisesi: Vadide bulunan en eski yapılardan birisi olan kilisenin inşası 9. Yüzyıla kadar gitmektedir. Büyük bir tapınak biçiminde inşa edilen kilisenin ‘Hz. Meryem’ e ithaf edildiği iddia edilmektedir. Ayrıca kilisede; iki meleğin arasında oturan İsa, iki melekle 6 piskopos arasında bulunan Meryem, Yusuf peygamberin rüyası, Mısır’a kaçış, vaftiz ve Kudüs’e giriş gibi sahneler de bulunmaktadır. Her ne kadar yıpranmış olsalar da renklerin canlılığı günümüzde dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.
Kokar Kilisesi: 10. Yüzyılda yapılan kilise tek katlı olup haç planlıdır. Kilise içinde 2 adet mezar odası yer bulunmaktadır.
Pürenli Seki Kilisesi: 10. Yüzyılda inşa edilen kilisede toplam 4 bölüm bulunmaktadır. Kilisenin adı, bölgede yetişen püren ağaçlarından alınmıştır.
Daniel Kilisesi: 5. Ya da 6. Yüzyılda inşa edildiği düşünülen kilise, haç planlı olup kubbeli bir yapıya sahiptir. Günümüze kadar gelmeyi başaran kiliselerden birisidir.
Yılanlı Kilise: 9. Yüzyılda yapılan kilisenin ana girişinin yıkılmasından dolayı günümüzde kiliseye farklı bir noktadan giriş sağlanmaktadır.
Sümbüllü Kilise: 10. Yüzyılda yapılan kilisenin adı bölgede yetişen sümbüllerden gelmektedir. Günümüzde kiliseyi ziyaret etmek için dar bir pencereden girmek gerekmektedir.
Kanyon vadisi, bitki örtüsü, kilise ve şapelleriyle doğa, tarih, sanat ve kültür olgusunun bir arada buluştuğu Ihlara Vadisi, Dünyanın ikinci büyük kanyonu olarak Kapadokya'nın doğa harikasıdır.
Tarihi kaynaklardaki adı "Peristremma" olan Ihlara Vadisi'nin içinden geçen Melendiz Çayının adı ise Potamus, Kapadukus–Kappadokya Irmağıdır.
Ihlara Vadisi, tektonik yükselmeler ve Hasandağı volkanının püskürmesinin ardından çöküntüye uğrayan alan üzerinde ilerleyen Melendiz Çayı’nın binlerce yılık aşındırması sonucunda oluştu.
Melendiz Çayı, Ihlara Vadisi boyunca araziyi derin ve sarp bir biçimde yarmak suretiyle, vadi boyunca görkemli ve çarpıcı güzellikler meydana getirir. Melendiz Dağları’ndan kaynaklarını alan küçük akarsular birleşerek, güneydoğu-kuzeybatı yönünde akar ve Mamasın Barajına ulaşır.
Melendiz çayı, vadi boyunca 30’a yakın menderes çizer. Ilısu ile Selime arasındaki uzaklık kuş uçuşu 10 kilometre olmasına karşılık, akarsuyun menderesler çizerek akması nedeniyle gerçek uzaklık 18 kilometreyi bulmaktadır.
Ihlara Vadisi’nde dikkat çeken bir başka özellikse doğasıdır. Duvar gibi dik, derin ve dar vadinin tabanındaki suyun kenarında, bağlar ve bahçelerden oluşan yoğun bir yeşillik şeridi yer alır. Sanki doğa kendini vadi içine gizlemiştir. Vadi çevresinde bozkır görünüşlü ve cılız bitki örtüsü hakimdir. Vadinin yamaçlarına geldiğinizde ise zengin ve yeşil bir doğa parçasının vadi içinde saklandığını görürsünüz. İşte bu gizlenmiş olma durumu, vadinin özel yerini de belirlemiştir. Vadi tabanında bölgedeki Karasal İklimden farklı olarak, Akdeniz İklimine yakın bir iklim görülmektedir. Vadi tabanı bu özelliği ile doğal bir mikroklima alanıdır. Buna bağlı olarak vadi tabanında başta Antep fıstığı olmak üzere çok çeşitli bitkiler yetişmektedir.
Bizans döneminde bu yörede yaşayanlar, Ihlara Vadisi’nin dik yamaçlarındaki, kolay yontulan tüfleri oyarak çok sayıda manastır, kilise, mağara-konut yapmışlardır. Dinsel tapınaklarını gözden uzak yere yapmak isteyen ilk Hıristiyanlar için, buradan daha ideal bir yer düşünülemezdi herhalde…
Aksaray, Hıristiyanlığın ilk yıllarında önemli bir merkezi olmuştur. Kayserili Basilus ve Nazianos'lu Gregorius gibi mezhep kurucuları 4 yy. da burada yetişmiş; Mısır ve Suriye sisteminden ayrı bir Manastır hayatının kurallarını tespit etmişlerdir. Böylece Yunan ve Slav sistemi doğmuştur. Mısır ve Suriyeli rahiplerin dünya ile olan ilişkilerini kesmelerine rağmen Basilus ve Gregorius'un rahipleri dünya ile olan ilişkilerini kesmemişler; bu yeni anlayışın yeri ise Belisırma olmuştur.
Gregorius, teslis inancına yeni bir izah getirerek Hz. İsa'nın tanrılığı tartışmasında İznik Toplantısı görüşlerine kuvvet kazandıran fikirler ileri sürmüş, böylece Hıristiyanlık tarihinde öncü bir aziz olmuştur. Gregorius'un yetiştiği kayalık bölge (Belisırma, Ihlara, Gelveri) Manastır ruhuna uygun, kayalara oyulan kiliseler topluluğu haline gelmiştir. Arap akınlarına Hasandağı'ndaki müdafaa kaleleri karşı koyunca, bu kiliseler faal ibadet merkezi durumlarını devam ettirmişlerdir.
Ihlara Vadisi'ndeki kayalara oyulmuş freskli kiliseler korunarak, yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak günümüze ulaşmıştır. Hıristiyanlığın ilk yıllarından itibaren kayaların rahatlıkla kazılmasıyla meydana getirilen bu freskli kiliseler ve iskan yerleri 14 kilometre boyunca Ihlara'dan Selime'ye kadar devam eden Ihlara Vadisi içerisinde yer alırlar.
İlk çağlarda Kapadokya Irmağı'nın (Patamos Kapadokus) ortasında tabiatla tarihin bir arada bulunduğu Ihlara Vadisi'ndeki bu kiliselerin ilk örnekleri M.S. 4. yy. a kadar inmektedir. Kiliselerin resim tekniği iki kısma ayrılabilir. Ihlara civarındaki kiliseler "Kapadokya Tipi" olarak bilinen özellikleri gösterirler. Bunlara örnek Eğritaş, Ağaçaltı, Kokar, Pürenliseki ve Yılanlı Kilise'leridir. Belisırma bölümünde bulunanlar ise "Bizans Tipi" resimlerle süslüdür.
Dünyada eşi ve benzeri olmayan Ihlara Vadisi, yer yer 100-120 metreye varan derinliğe sahiptir.
KAYNAK: KAPADOKDAYIM.COM
FOTOÄžRAFLAR: EROL ÅžAÅžMAZ |
GÜZELYURT - IHLARA VADISI –AKSARAY Fotoğraf Galerisi
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |
|