Kazlı çeşme Camii olarak da bilinir. Kesin inşa tarihi ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemekle beraber II. Mehmet’e de atfedildiğinden olsa gerek Fatih Camii olarak da anılıyor. Caminin özgün haliyle günümüze kadar gelen tek parçasının sadece minaresinin alt gövdesi olduğu tespit edilmiş. Cami ahşap çatılı ve kâgir bir binadır. II. Mahmut döneminde, 1813 senesinde yenilenen cami, 1954 senesinde derici esnafı tarafından bir kez daha temelli bir onarımdan geçirilerek ibadete açılmış. Camii hala faal durumdadır.
Kazlı çeşme Mezarlığı’nın karşısında Zakirbaşı Sokağı’nda bulunur. Bu sokaktaki Bektaşî tekkesinin önünde yatan zatınsa Hacı Bektaş-i Veli’nin halifelerinden biri olduğu söylenir. Bu yatır hakkında yeterli bilgi yoktur. Etrafı demir parmaklıklarla çevrili ve yazsız yuvarlak bir dikilitaş ile simgelenmiştir. Tarihi yapıların çoğu Abay Caddesi ve çevresinden konumlandığından ötürü, bu yolun Kazlı çeşme’nin merkezi olduğunu düşünmek tabiidir. Örneğin çeşme, bu yolun ortasındadır. İlk yerleşme dokusuna da burada rastlanır ve deri fabrikalarının buradaki meydanda, Abay Caddesi’nin denize doğru güney tarafıyla Yedikule surlarının doğu tarafında kurulduğu bilinir.
Caminin temelinde kullanılan taşlar ve minaresinin alt gövdesi orijinal haliyle günümüze gelmiştir. Camiyi, diğer camilerden ayıran en önemli özellik, minaresinin sağda değil solda olmasıdır.
Caminin hemen yanında kalıntıları olan yapı ise cami ile birlikte yapılan hamamdır.